Ofis Mobilyalarında Ergonomi ve Tasarımın insan Sağlığındaki Önemi
Bürolar, örgütsel ve yönetsel
faaliyetlerin yerine getirildiği yerlerdir. Buna göre büro, büro
faaliyetleri için gerekli insan ve ekipmanla donatılmış çalışma
yeridir. Bürolarda çalışan insanların yaptıkları işler zihinsel olduğu kadar davranışsaldır.
Günümüzde bürolarda çalışan bireylerin sayısının hızla artmasından
dolayı; çalışma koşullarının yanında ergonominin ve ergonomik
yaklaşımın bireylerin verimliliği üzerinde oldukça etkili olduğu
görülmektedir.
Bürolarda çalışma koşullarına etki eden
ergonomik faktörler; insan, makine, çevre ve mekân şeklinde
sınıflandırılabilir. İnsan faktörü; yaş ve yorgunluk, kişilik ve
sosyal çevre, eğitim ve deneyim, beslenme ve kişisel sağlık gibi alt
unsurları içermektedir. Makine faktörü; makine ve insan mekaniği,
kontrol ve göstergeler olmak üzere iki alt unsuru kapsamaktadır.
Çevre faktörleri; aydınlatma,gürültü ve titreşim, havalandırma ve ısı
düzeyi şeklinde sıralanmaktadır. Mekân faktörleri ise;çalışma mekânı ile fazla çalışma ve gece
çalışmaları gibi ergonomik faktörlerdir.Çalışma koşullarını etkileyen ergonomik
faktörler; çalışanların konforunu, tatminini ve
işlerini yerine getirme davranışını
etkilemektedir.
Bu konuda yapılan çalışmaların
incelendiğinde Wheeler (1969) ile Tichauer (1973)’in çalışmalarında
sıcaklık ve havalandırma gibi sıhhî faktörler üzerinde dururken,
Harris’in (1980) , büro çalışanlarının performanslarını etkileyen
mobilya döşemesini ele aldığı görülmüştür.
Koç ve diğerlerinin, mobilya sanayinde iş
kazaları ve meslek hastalıklarının seyri ve önlenmesine ilişkin
çalışmada; mobilya işletmelerinde çalışma ortamlarının çok tozlu
olmasına rağmen, işletmelerin %59’unda havalandırma sisteminin
bulunmadığı belirtilmektedir. Büro çalışanları üzerinde yapılan
başka bir araştırma, araştırmalarda vücudun çeşitli bölgelerinde
meydana gelen
ağrıların nedenlerini belirlemeye
yöneliktir. Davis ve Szigeti çalışmalarında bürolarda çalışanlar
için büro alanlarını uygun hale getirmeyi sağlayacak önerilerde
bulunmuşlardır. Dilik ve Tanrıtanır ’da çalışmalarında mobilya
tasarımı ve antropometri konularını inceleyerek bürolarda kullanılan
mobilyalar ile vücut ölçüleri arasındaki ilişkiyi ortaya
koymuşlardır. Ergonomi bilimi, çalışanlar ile işyerinin etkileşimini
incelemektedir.
Çalışma koşulları ve ortamın bürolarda
çalışan bireyin fizyolojik, psikolojik ve anatomik özelliklerine ve
kapasitesine uygun olması, birey ile iş arasında bir uyum sağlar.
Böylelikle büro çalışanı en az düzeyde dışsal etki ile en yüksek
verime ulaşır.
Bürolarda ergonomik bir yaklaşım, büro
çalışanlarının zihinsel ve davranışsal becerilerini geliştirdiği
gibi iyi bir çalışma ortamını da sağlar. Çalışanların farklı ölçü ve
tercihleri, verimlilik ve konfor için büro araç ve gereçlerinin
farklı yerleşimini gerektirir. Bu yüzden, bürolarda ergonomik
tedbirlere öncelikle büro araç-gereçlerinin tasarımı ile
başlanmalıdır.
Böylelikle, büro çalışanlarının
ihtiyaçlarına göre tasarlanan büro, çalışanların daha verimli
olmasını ve doğal olarak daha az yorulmasını sağlayacaktır. Bu bağlamda çalışmada, öncelikle ergonomi
ve tasarım kavramları ele alınmış, ardından büro mobilyaları ve
tasarımı üzerinde durulmuş, daha sonra yapılan araştırma sonuçlarına
göre büro mobilyalarının tasarımında ergonominin önemi vurgulanmış
ve bu konuda önerilerde bulunulmuştur.
-
ERGONOMİ VE TASARIM
Ergonomi ve tasarım kavramları iki ayrı
anlamı içeren kavramlar olmalarına karşın, bir bütünün iki parçası
gibi birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ergonomiyi; ürün, çalışma yeri ve
sistemlerin tasarımında insan odaklılığı esas alan bir kavram olarak
görmek ve insan için tasarım olarak adlandırmak mümkündür. Tanıma
göre, tasarım ve ergonomi kavramlarının esas odak noktasını insan
oluşturmaktadır.
1.1. Ergonomi
Ergonomi; verimli, emniyetli, rahat ve
efektif bir kullanım sağlamak amacıyla, alet, makine, sistem, görev,
iş ve çevrenin en iyi şekilde tasarımı için, insan davranışı,
kabiliyetleri, sınırları ve diğer karakteristikleri ile ilgili
bilgileri keşfeder ve uygular. Fonksiyonel etkinlik (verimlilik, iş
performansı vs.), kullanım rahatlığı, sağlık, güvenlik ve huzur
kriterleri ise amaca ne denli ulaşıldığını ortaya koyar. Ergonomi
Araştırma Derneği ergonomiyi; “çalışanlarla işleri, araç-gereçleri
ve çevre arasındaki ilişkileri, özellikle anatomik, fizyolojik ve
psikolojik açıdan ele alan ve bu ilişkilerde ortaya çıkan
problemlerle ilgili çalışmalar” olarak tanımlamaktadır. Ergonominin
amacı, mesleki çevre ile çalışanlar arasındaki düzenleyici
karşılıklı ilişkilerin incelenmesidir.
Mesleki çevreden kasıt, mesleğin icra
edildiği yerdir. Çevrede yer alan koşulların düzenlenmesi için
çalışan kişinin gösterdiği çaba ve elde ettiği başarı yönünde
araştırma ve incelemeler yapmak söz konusudur. Bu bağlamda ergonomik
yaklaşımdaki esas hedef veya amaç; insanın işi kolayca yapabilmesini
sağlayacak bir ortam oluşturmaktır.
Ergonomi, insanı çalışması esnasında
bilimsel olarak inceleyen bir bilimdir. Bir yandan insanın doğal
yeteneklerinin sınırları genişletilmeye çalışılırken, diğer yandan
insan makine sistemlerinin performansı artırılmaya çalışılır. İş
yerinin düzenlenmesinde insan ölçüleri göz önüne alındığında insan
yeni baştan tasarlanamayacağından onun ölçülerinin dağılımının
bilinmesi araç-gereçlerin
tasarımında ön koşuldur.
Bürolarda ergonomik koşulların
çalışanlara ve yapılan işe uygunluğu; emek, zaman ve para kaybını en
aza indirirken, üretim ve hizmet kalitesini artırmakta, çalışanların
iş tatminini olumlu yönde etkilemektedir. Ergonomiyi
insan-makine-çevre ilişkisi açısından değerlendirmek ve buna göre
tanımlamak daha doğru bir yaklaşım
olacaktır. Buna göre ergonomi; “insanların anatomik
özelliklerini, antropometrik
karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz
önünde tutarak, endüstriyel iş ortamındaki tüm faktörlerin etkisi
ile oluşabilecek, organik ve psiko-sosyal stres karşısında, sistem
verimliliği ve insan-makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya
koymaya çalışan, çok disiplinli bir araştırma ve geliştirme
alanıdır”.
İnsanlar büro ortamında iş görürken;
çeşitli büro araç ve gerecini, belli bir iş için programlanmış
sistemleri (robotlar ve bilgisayar gibi) kullanırlar. İnsan
varlığının iş ortamında bedensel ve ruhsal gereksinimlerini dikkate
almak, davranışlarını tanımlamak, insanların kullanımı için en uygun
araç-gereci geliştirmek ve üstün verim elde etmek için büro
araç-gereçlerinin tasarımda ergonomik bir
yaklaşım gerekmektedir.
1.2. Tasarım
Tasarım, çok çeşitli alanlarda
kullanıldığından geniş bir uygulama alanına sahiptir. Bu nedenle
tasarımın genel bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Buna karşın
tasarım ile ilgili genel bir tanım vermek gerekirse; “tasarım; yeni
bir sistemin veya nesnenin icat edilmesi veya geliştirilmesi”
şeklinde ifade edilebilir.
Tasarım, büro araç-gereçlerinin tasarımı
açısından ele alındığında; “bir ürünü (mal veya hizmeti) veya
sistemi geliştirmek amacıyla yapılan ardışık karar verme süreci”
olarak tanımlanabilir. Bu süreçte bütün kararlar, gözlem, tahmin ve
değerlendirme kriterlerine göre ele alınır ve süreç boyunca, mümkün
olan en iyi kararların ele alınması hedeflenir. Kararlar alınırken
daha önceden belirlenen
performans gereksinimleri ve kısıtlar
dikkate alınmalı uygulanabilirlik üzerinde durulmalıdır.
Büro çalışanlarının ihtiyaçlarının,
performans gereksinimlerinin ve sınır şartlarının belirlenmesi
konuları, tasarım işleminin ilk aşamalarında netliğe kavuşturulması
gereken hususlardır. Bir tasarım işleminin istenilen sonuçları
vermesi, tasarım işleminin sağlam bir teorik alt yapıya, stratejik
metot ve tekniklere dayanması ile mümkündür. Bununla ilgili iki
farklı stratejiyi (DFX -Design for X ve DFH-Design for Human) ele
almak ve bunlardan tasarımda hangi strateji üzerinde odaklanılması
gerektiğini belirtmek gerekmektedir. DFX
stratejisinde X, tasarım sürecinde odaklanan tasarım parametresini
(maliyet, imalat, montaj, kalite) ifade etmektedir Bu stratejilerin
uygulama alanı örgütlerin öncelik sırasına göre değişiklik arz
etmektedir.
Bu durumda, DFH stratejisinin
geliştirilmesi ve tasarım sürecinde bu stratejinin etkili bir
şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu da ancak ergonomi’nin entegre
edildiği iyi bir tasarım stratejisi ile
mümkündür. Buna göre, büro mobilyalarının
tasarımında kullanılabilecek en iyi yaklaşımın insan odaklı bir
yaklaşım olduğu söylenebilir. Büro mobilyalarının tasarımında insan
odaklı bir yaklaşımın başarısı ise şu niteliklere bağlıdır:
— İş ve görevlerin açık bir şekilde izahı
yapılmış olmalıdır.
— Tasarım işlemi, sistemin işleyişini
belirleyici nitelikteki elemanlar üzerinde yoğunlaşmalıdır.
— Birbirleriyle ters orantılı olan amaç
kriterleri optimize edilmemelidir.
— Amaç, açık bir şekilde ifade edilmeli
ve bu konuda grup elemanları arasında ortak anlayış ve uyum
olmalıdır.
— Tüm aşamalar arasında sürekli bir geri
bildirim sağlanmalıdır.
— Değerlendirme, belirlenmiş amaç ve
kriterlere göre makro ve mikro seviyede yapılmalıdır.
1.3. Tasarımda Ergonominin Yeri ve
Önemi
İşletmelerde tasarım süreci, ergonomi’nin
entegre edildiği bir çatı altında, rekabet gücünün artırılmasında
bir araç olarak kullanılmaktan ziyade, teknolojik gereksinimlerin
öncelikli olarak ele alındığı teknoloji yönelimli bir yaklaşımla ele
alınmaktadır. Ergonomi’den büro araç ve gereçlerinin tasarımında
yanında ofislerin yerleşim tasarımında da yararlanılmaktadır.
Ülkemizde ofis tasarımında ergonomiden
yeterince yararlanılmadığı görülmektedir. Nitekim Özok (22)
tarafından 452 iş yeri üzerinde yapılan bir çalışma bu tespiti
desteklemektedir. Söz konusu çalışmada işyerlerinin yaklaşık
%54’ünün ergonomik açıdan istenilen boyutta olmadığı görülmüştür.
Aynı araştırmada ergonomi açısından iyi
tasarlanmış çalışma yerlerinin oranı %8’dir. Buna göre, tasarım
sürecinde ergonomik veri/bilgi ve metotlarının göz ardı edildiği ve
tasarımın teknolojiye yönelik olarak yapıldığı söylenebilir.
Teknoloji yönelimli yaklaşımda temel
amaç, sistemin işlevselliğinin ve kârın, maliyete oranını maksimize
etmektir. Bunun için de esas üzerinde durulan nokta, sistemin teknik
özelliği ve teknik işlevselliği olmaktadır. Bundan dolayı,
potansiyel kullanıcıların karakteristikleri, gereksinimleri
ve beklentileri, çoğu zaman göz ardı
edilmektedir. Bunun uzun vadedeki maliyetini (pazar kaybı, rekabet
gücünün azalması, ergonomik faktörlerin göz ardı edilmesinden
kaynaklanan hataların düzeltilmesinin, çok masraflı ve zaman alıcı
olması vs.) gören kuruluşlar, insan odaklı tasarım yaklaşımını
benimsemeye başlamışlardır. Bu noktadan bakıldığında ergonominin,
rekabetçi ortamda
stratejik bir güç olan tasarımın
etkinliğini artırdığı ve uzun vadede çeşitli avantajlar sağladığı
söylenebilir.
2. BÜRO MOBİLYALARI VE TASARIMI
2.1. Büro Mobilyaları
Günümüzde modern bürolarda büro
mobilyaları denildiğinde, ilk akla gelen dolaplar (camlı ve raflı
dolaplar, çekmeceli dolaplar, diğer özel amaçlı dolaplar), masalar
(çalışma masası, toplantı masası vb),
sandalyeler (sabit veya ayarlanabilir
sandalyeler gibi) ve çalışanların verimliliğini artırıcı diğer
mobilya bileşenleri (tabureler, askılar, kasalar vb.) gelmektedir.
Masalar,
çalışanın masaüstü çalışmalarına uygun olmalıdır. Dolayısıyla,
masalar büro ortamında kullanılan ve masaüstüne konumlandırılan
araç-gereçlerin ve makinelerin uygun şekilde kullanımı sağlayacak ve
çalışanın performansını artıracak şekilde tasarlanmış olmalıdır.
Buna göre;
bürolarda kullanılacak masaların
çalışanların amaçlarına ve ölçülerine cevap verecek nitelikte olması
gerekmektedir.
Bürolarda çalışma masalarının
çalışanların verimliliği açısından genel olarak şu özellikleri
içermesi gerekir,.
— Yüksekliği ayarlanabilmelidir (yerden
en az 70 cm yükseklikte olacak
şekilde),
— Yüzeyi mat olmalıdır (yani yansıtıcı
olmamalıdır)
— Yüzey genişliği 120–150 cm, eni ise 70 cm. olmalıdır,
— Kenarları ve köşeleri yuvarlak
olmalıdır
— Güvenilirliği sağlanmış olmalıdır
(kırılgan, kaygan olmamalıdır)
— Yere sabitlenmiş olmalıdır (tekerlekli
olmamalıdır)
Sandalyeler,
iyi bir duruşa sahip olmak ve rahat bir çalışma için ayarlanabilir
sandalye büro mobilyalarının en önemli bileşenlerinden biridir. İyi
ayarlanmış sandalye, vücut pozisyonu ve kan dolaşımını geliştirir,
kas çabasını azaltır ve çalışanın sırt bölgesine olan basıncı
azaltır. Bundan dolayı, bürolarda kullanılan sandalyeler şu
özelliklerde olmalıdır;
— Yüksekliği ayarlanabilmelidir (20
derece açı ile öne eğilebilmeli-lumbar destek için, yerden
yüksekliği büro çalışanları için 38–46 cm olacak şekilde
ayarlanabilmelidir)
— Oturma minderi hava geçiren kumaştan
yapılmalıdır
— Kendi etrafında 360 derece dönebilmeli,
— Hareketi sağlayacak nitelikte 5
tekerlikli olmalıdır.
— Ayak ve bacakların dolaşımını
engellememelidir.
— Oturak ve dayanak kısımları bel ve
bacağın üst kısmının yapısına uygun ölçülere sahip olmalıdır.
Bürolarda sandalye kullanımının temel
amacı çalışanın en az enerji kaybı ile yorulmadan rahat çalışmasını
sağlamaktır.
Bunun için çalışma koşulları içerisinde
sandalyenin özellikleri ve çalışanın antropometrik özellikleri
arasında yüksek düzeyde bir ilişki vardır.
Dolaplar ve diğer büro tipi
mobilyalar,
Rahat bir çalışma ortamı için
çalışanların ölçülerine uygun diğer büro mobilyalarıdır. Bu tür
mobilyaların aynı zamanda amaca uygun, verimliliği artırıcı
özellikte olması gerekir. Modern bürolarda mobilyalar, çalışanların
etkiliğine ve verimliliğine olumlu yönde etki eden unsurlardır.
Büroda çalışanların iş akışının önemli bir kısmı masaüstü işlemleri
içerir. Bundan dolayı, büro mobilyalarının ve bileşenlerinin çalışma
ortamına, iş akışına ve diğer büro araç-gereçlerine uygun
tasarlanması gerekmektedir. Çalışma saatlerinin önemli bir bölümünü
büro mobilyalarının fiziksel etkisi altında geçiren çalışanların
performansını, tatminini ve moralini yüksek tutma konusunda büro
yöneticilerin bazı radikal kararlar alması gerekir. Öncelikle büroda
kullanılan mobilyalar ergonomik açıdan
değerlendirilmeli ve çalışanların en üst düzeyde iş verimini
sağlayacak uygun mobilya seçilmelidir. Büro mobilyalarının seçiminde
gelecekteki muhtemel gereksinimler de düşünülerek oldukça dikkatli
bir seçim yapılmalıdır. Bir büro yöneticisinin mobilya seçimindeki
temel kriterler şunlar olmalıdır :
— Maliyet ve kullanışlılık
— Uygunluk ve Uyum
— Tek Düzelilik ve Standardizasyon
— Olası faydayı en üst düzeye çıkarma
— Yeterli sayı
— Dayanıklılık
Ergonomik yaklaşıma göre büro
mobilyalarının seçiminde yukarıda belirtilen kriterlerden uygunluk,
uyum ve standardizasyon oldukça önemli faktörlerdir.Bu faktörler, büro mobilyalarının
tasarımında insan odaklı yaklaşım stratejisinin uygulanmasını
gerektirmektedir.
2.2. Büro Mobilyalarının Tasarımı
Tasarım; yaratma (bir yaratıcılık ürünü
olarak), seçme ve karar verme gibi eylemleri kapsayan bir süreçtir.
Bu tanıma göre; mobilya tasarımı denildiğinde; düşüncenin kâğıt
üzerine aktarımından mobilyanın atölyede üretilmesine kadar geçen
sürede yaratma, seçme ve karar verme gibi eylemlerin tümü
düşünülebilir. Büro ortamında kullanılacak mobilya eşyalarının,
çalışanların ihtiyacına, amacına ve fiziksel ortama uygun şekilde
tasarlanmış olması gerekir. Bunun için, mobilya tasarımcılarının
büro mobilyalarının tasarlanması, geliştirilmesi, etkilerinin
ölçülmesi ve çalışma yerinin düzenlenmesi kadar çalışma yeri
yüksekliği, vücut duruşu, görme açısı ve çalışma alanı genişliği
gibi antropometrik ölçüleri de bilmesi gerekmektedir.
Büroda çalışma ortamının etkili bir
şekilde kullanımı için farklı yaklaşımlar mevcuttur. Özel büro, açık
büro ya da karma yaklaşımlar büro çalışma ortamının planlanmasında
önemli faktörlerdir. Örneğin, açık bürolarda, duvarların olmayışı,
masaların, bölmelerin ve diğer büro mobilyalarının istenilen şekilde
yerleşimini sağlamaktadır.
Açık büroların temel çekiciliği esnek
oluşudur. Bu tip bürolarda modüler bir tasarım yapmak suretiyle büro çalışanlarının etkililiği
artırılabilmektedir. Modüler tasarım, büro mobilyalarının
tasarımında farklı bileşenlerin kullanımını ve bu bileşenlerin
yerleşiminin farklı varyasyonlarını içerir. Büro mobilyaları
tasarımı ve üretimi yapan işletmelerin bir kısmı, büro ergonomisini
sağlamak amacıyla; dairesel iş istasyonları veya yıldız iş
istasyonlarını dikkate alarak tasarım ve üretim yaparlar. Böylelikle büro ortamı estetik olduğu
kadar işlevsel bir çalışma ortamı olur. Büro mobilyasının tasarımı,
diğer büro araç ve gereçlerinin tasarımından farklı olmamakla
birlikte mobilyadan beklentileri de ifade etmektedir.
Mobilya
tasarımını etkileyen unsurlar; işlevsellik, teknolojiklik,
orijinallik, estetiklik (örneğin Feng-shui yaklaşımı gibi),
ekonomiklik şeklinde sıralanmaktadır. Mobilya tasarım ilkeleri;
denge, devamlılık, şiddet ve hâkimiyet olarak gruplandırılmıştır.
a. Büro Mobilyalarının Tasarım
Elemanları
Tasarımcının, düşünce ve görüşlerini
ifade etmek ve sunmak amacıyla kullandığı bütün unsurlar tasarım
elemanları” olarak ifade edilmektedir. Buna göre; bir mobilya
tasarımcısının mobilya tasarımı çerçevesinde şu dört unsuru uygun
bir şekilde kullanması gerekmektedir.
— Biçim
— Ölçek, oran ve ritim
— Renk,
— Doku.
Biçim (form) :
Bir mobilyanın şekli veya bir bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Biçim ile işlevsellik unsurları arasında sıkı bir ilişki vardır.
Ancak, işlevsellik tek amaç değildir, bunun yanında kullanıcının
estetiklik, ekonomiklik ve orijinallikle ilgili isteklerin de
karşılanması gerekir.
Ölçek, oran ve ritim: Bir
mobilya tasarım elemanı olarak ölçek, insan ölçüleri
ile diğer mobilya elemanları arasındaki ilişkiyi ifade etmektedir.
Büro mobilyalarının tasarımında her şeyden önce bu mobilyayı
kullanacak büro çalışanının ölçüleri ile mobilyaların orantılı
olması gerekir. Bunun yanında mobilyaların kendi içinde ölçülü ve
çevre elemanları ile uyumlu olmalıdır.
Renk: Mobilya
tasarımında görselliği en çok etkileyen tasarım elemanıdır.
Mobilyanın tasarımının amacı ile mobilyanın kullanılacağı ortam
arasındaki ışık ilişkilerini dikkate alarak farklı şekilde
düzenlemek mümkündür.
Doku: Yüzeylerin
özelliğini belirten tasarım elemanıdır. Doku, iki gruba
ayrılır. Birinci grupta dokunularak hissedilen yumuşak, sert veya
düzgün, kaba yüzeyler yer alır. İkinci grupta ise, görsel olarak
hissedilebilen görsel yüzeylerdir. Görsel yüzeylere, mobilya
üzerindeki kumaş dokuması örnek verilebilir.
b. Büro Mobilyalarının Tasarımında
Antropometri
Ergonominin amacı, mümkün olduğunca
çalışma ortamını çalışanlara uygun hale getirmek olduğuna göre, büro
mobilyalarının tasarımında antropometriden diğer bir ifadeyle
çalışanların antropometrik özelliklerinden yararlanılması gerekir.
Antropometri, insanın genetik ve çevresel etmenler çerçevesinde
ortaya çıkan fiziksel ve biyolojik sınırlarını belirleyen en önemli
kriterdir.
Biyolojik bir varlık olarak insanın
antropometrik özellikleri, yapılan her türlü aracın, gerecin ve
donanımın onun antropometrik ölçü değerlerine uygun olmasını
gerektirmektedir. Antropometri, sadece vücudun bir bütün olarak veya
organsal olarak büyüklükleri ile ilgilenmez aynı zamanda bireylerin
yaş, tür ve meslek gruplarına göre standart ölçülerden ne kadar
uzaklaştıklarını da inceler .
Antropometrik açıdan bir işyerini
şekillendirmedeki amaç, işyeri ölçülerinin çalışanın vücut
ölçülerine uyumunu sağlamaktır. Çalışanın dururken ve hareket
halindeyken oluşan her pozisyonu tespit edilir ve buna göre bir tasarım
gerçekleştirilir.
Büro ortamında insan ölçülerinin
kullanımı iki farklı açıdan kolaylık sağlar. Birincisi; büro
faaliyetleri içinde yer alan bazı işleri en iyi şekilde yerine
getirebilmek için belirli fiziksel özellikleri taşımak gerekir.
İkincisi, vücut ölçüleri çalışma alanının tasarımında kullanılarak,
kullanıcının kendisine sağlanan alana uyması ve belirli hareketleri
rahatça yapması sağlanır. Bürolarda antropometrik ölçülerin
kullanıldığı temel tasarım unsurları şunlardır:
- Çalışma yeri yüksekliği,
- Vücut duruşu,
- Görme açışı,
- Çalışma alanı genişliği.
Antropometrik ölçülerin ulus, bölge,
cinsiyet, yaş, vücut yapısı, beslenme ve fiziksel faaliyete göre
değişmektedir Dilik ve Tanrıtanır mobilya tasarımında antropometri
üzerine yapmış oldukları araştırmada Türk insanın antropometrik
özelliklerini belirlemeye çalışmışlardır Türk insanının
antropometrik özellikleri incelendiğinde; cinsiyet farklılığına göre
ölçülerin değiştiği görülür.
Bu yüzden, büro mobilyaları
tasarımcılarının ortalama insanı tasarıma esas almak yerine yukarıda
verilen antropometrik ölçüleri dikkate alması gerekmektedir. Buna
göre tablo incelendiğinde, %5 ile %95 arasındaki insanların (ki bu
%90 düzeyinde bir orandır) ölçüleri dikkate alınmalıdır. Burada
diğer gruptaki insanlar göz ardı edilecek
böylelikle uç değerlere yönelik tasarım zorluğu ve yüksek maliyetin
önüne geçilmiş olacaktır. Ergonomik amaçlı tasarımda statik ve
dinamik antropometrik ölçüler olmak üzere iki farklı yaklaşım söz
konusudur. Statik antropometri, insanların durağan duruş ve
oturuşlarında ölçülen boyutları ele alan bir ölçümdür. Bu temel
amaca göre insanların 140 fiziksel boyut ölçüleri ele alınabilir
olmakla birlikte, ergonomik tasarımda 30 temel ölçünün ele alındığı
saptanmıştır. Bu ölçüler ayakta durma ve düz bir zeminde oturma
durumlarına bağlı olarak özel aletlerin kullanımıyla alınmakta ve
farklı ergonomik tasarımlarda kullanılmaktadır. Çok hassas eklemden ekleme yapılan ölçülerde röntgen
ışınlarından yararlanılmaktadır.
Antropometrik verilerin tasarım
amaçlarına yönelik olarak kullanımında bazı ilkelere uyulması
gerekir Bu ilkeler uç değerlere göre tasarım, ayarlanabilir
aralıklara göre tasarım ve ortalama değerlere göre tasarım olmak
üzere üç grupta ele alınmaktadır.
Uç Değerlere Göre Tasarım: Büro
mobilyaları tasarımının amaçlarından birisi de
kullanıcı kitlesinin yaklaşık tamamına yakınına uyum sağlayabilecek
tasarım standartlarının geliştirilmesidir. Bu konuda yapılan
araştırmalara göre ilk %5 ile son %5’lik dilim dışında kalan %90’lık
kısım kullanıcı hedef kitlesi olarak alınmıştır. %90’lık kısım
dışında kalanlar standart dışı kabul edilir ve bu grubun ihtiyaçları
özel yapım yoluyla giderilir.
Ayarlanabilir Aralıklara Göre
Tasarım:
Bir büro
mobilyasının bazı özellikleri farklı boyuttaki kullanıcılarına göre
ayarlanabilir. Bu tür bir tasarımda yani ayarlanabilir özelliklere
sahip bir mobilyada hedef kitle %90’lık gruba giren insanların
antropometrik özellikleridir. Bu kısım dışında kalan ilk %5’lik ile
son %5’lik kısım standart dışı olarak kabul edilir.
Ortalama Değerlere Göre Tasarım:
Ortalama
değer, bir mobilyanın potansiyel kullanıcılarının antropometrik
özelliklerinin ortalamasını ifade etmektedir. Dikkate alınacak ölçü
sayısı arttıkça ortalama değere sahip bir kişiyi bulmak
zorlaşacaktır. Bu nedenle, ortalama değeri esas alan tasarımcılar,
beklenilenin aksine, hedef kitlesi olan insanların büyük bir kısmını
kapsamayacaktır.
3. Ofis Mobilyalarında Ergonomi ve Tasarımın insan Sağlığındaki Önemi ne İlişkin Bir Açıklama
3.1. Araştırmanın Amacı, Önemi, Kapsam
ve Sınırlılıkları
Bu çalışmanın amacı, büro araç-gereçleri
içerisinde yer alan büro mobilyalarının tasarımında ergonominin
önemini vurgulamak, büro mobilyası tasarımı ve üretimi yapan
işletmelerin büro mobilyaları tasarlarken ergonomik ilkeleri ve
antropometrik özellikleri dikkate alıp almadıklarını belirlemektir.
Bunun yanında ikincil bir amaç, ergonomik ürün tasarımı yapan firma
yöneticilerinin tasarımın büro çalışanlarının verimliliğine,
motivasyonuna ve performansına ne derecede etkili olduğuna dair
görüşlerini belirlemektir.
Bu çalışmanın bir diğer amacı da, büro
mobilyaları tasarım ve üretimi yapan ve Ankara’da faaliyet gösteren
büro mobilyaları tasarımcısı firmaların ergonomik ilkeler ve
antropometrik özellikler de dikkate alarak yeni stratejiler
geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
Bununla birlikte, büro yönetimi eğitimi
ve büro mobilyaları tasarımı konusunda yapılmış çalışmalara farklı
bir yorum getirmektir.
Bu bağlamda, Ankara Sanayi Odasına
kayıtlı Ağaç İşleri Sanayi iş kolunda yer alan 149 firma yöneticisi
veya tasarımcısı çalışmamızın evrenini oluşturmaktadır. Bu
firmalardan basit tesadüfî örnekleme yöntemi ile seçilen 30 firma
yöneticisi veya tasarımcısına yüz yüze anket uygulanmıştır. Örneklem oranı %20’dir.
3.2. Araştırmanın Yöntemi
Ankara ilinde büro mobilyaları tasarımı
ve üretimi yapan firmaların, büro mobilyaları tasarımında ergonomik
ilkelere ve antropometrik özelliklere göre tasarım yapıp
yapmadıklarını saptamak için anket yöntemine dayalı bir araştırma
yapılmış ve birincil veriler kullanılmıştır. Dolayısıyla, büro
mobilyası tasarımcısı ve üreticisi firma yetkilisinden veya
tasarımcıdan veriler yüz yüze görüşme ve
yapılan anket sonucunda elde edilmiştir.
3.3. Araştırmanın Hipotezleri
Bu araştırmanın temel hipotezleri aşağıda
verilmiştir:
H01: Büro mobilyası
tasarımı ve üretimi yapan işletmelerin uyguladıkları standartlar ile
hedef kitlenin antropometrik özellikleri arasında bir ilişki yoktur.
H02: Büro mobilyaları
tasarımı ve üretiminde uygulanan tasarım ilkesi ile tasarım ilkesini
dikkate alma arasında bir ilişki yoktur.
H03: Büro mobilyası
tasarımı ve üretimi yapan işletmelerde tasarım yapan firma
yöneticileri veya tasarımcının eğitim durumu ile tasarımın
verimliliğe etki derecesi arasında bir ilişki yoktur.
3.4. Araştırmanın Bulguları
Araştırmaya katılan, büro mobilyası
tasarımı ve üretimi yapan firma yöneticileri veya tasarımcıların
eğitim durumuna göre incelendiğinde; ankete katılanların büyük bir
kısmının lisans mezunu olduğu (%60) ve bunu lise mezunlarının (%33)
takip ettiği görülmektedir. ilköğretim ve yüksek lisans mezunu
sayısının oldukça düşük ve aynı oranda (%3,5) olmalarıdır. Buna
göre; büro mobilyaları tasarımı yapan işletmelerdeki tasarımdan
sorumlu kişilerin seçiminde eğitim düzeyini dikkate aldıklarını
söyleyebiliriz.
Büro mobilyaları tasarım ve üretimi yapan
işletmelerin ürün tasarlarken cinsiyet ayrımı yapıp yapmadıklarına
ilişkin dağılım incelendiğinde; firmaların yaklaşık üçte ikisi
cinsiyet ayrımı yapmadığı görülür.
Buna göre; büro mobilyaları tasarımı
yapan işletmeleri ürünlerini tasarlarken kadın veya erkek gibi
cinsiyet farklılıklarını dikkate almamakta ve daha çok tek tip büro
mobilyası tasarımı gerçekleştirmektedirler. Büro mobilyaları tasarım
ve üretimi yapan işletmelerin mobilya tasarımında tasarım ilkesini
dikkate alma ile uygulanan tasarım ilkesine ilişkin dağılım
incelendiğinde;
firmaların yarısının (%50) ürünlerini
tasarlarken tasarım ilkesini dikkate aldığı, diğer yarısının da
dikkate almadığı görülür. Buna göre; büro mobilyaları tasarı ve
üretimi yapan işletmelerin mobilya tasarımında tasarım ilkesinin
dikkate alıp almama ile uygulanan tasarım ilkesi arasında ilişki
incelendiğinde anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmektedir. Bu
durumda; H02 hipotezi kabul edilmiştir.
Büro mobilyaları tasarımı ve üretimi
yapan işletmelerin oturarak çalışma alanının ölçülerini belirleme
durumuna göre dağılımı incelendiğinde; daha çok üzerinde çalışılacak
işin türünün (%52) dikkate aldıkları görülmektedir. Buna göre; büro
mobilyaları tasarımı ve üretimi yapan işletmelerin oturarak çalışma alanının ölçülerini belirleme
durumuna göre dağılımı incelendiğinde anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmektedir.
Ergonomik ürün tasarımının çalışanın verimliliğine, motivasyonuna ve
performansına etki derecesinin eğitim durumuna göre dağılımı
incelendiğinde; ergonomik ürün tasarımının çalışanın verimliliğine,
motivasyonuna ve performansına eğitim durumunun etkisinin fazla/çok
fazla olduğunu belirten deneklerin %33’ünün ilköğretim ve lise,
kalan %67’lik bir oranında lisans ve yüksek lisans eğitiminde olduğu
görülür.
Buna göre; ergonomik ürün tasarımının
çalışanın verimliliğine, motivasyonuna ve performansına
etki derecesi ile eğitim durumu arasında
anlamlı bir ilişkinin olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, H03 hipotezi kabul
edilmiştir.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bir ofis araç-gerecinin kullanımı ve
sorunsuz olarak işleyişi insan-makine etkileşiminin mükemmelliğine
bağlıdır. Ergonominin temel amacı, bireyin fiziki gücünden, gönül
gücünden ve düşünce gücünden yararlanarak iş verimliliğini
sağlamaktır. Bunun için, büro araç-gereçlerinin tasarımında insan
faktörü dikkate alınmak zorundadır.
Ergonomik önlemler, çalışanların fiziksel
bütünlüğünü korumanın yanında, onların psikolojik ve fizyolojik
özelliklerini en uygun biçimde kullanacakları en iyi çalışma
ortamını ve araçları sağlamayı ve böylece çalışanın iş güvencisini
gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Büro mobilyalarının tasarımında ve
üretiminde standartların oluşturulması, bunun için gerekli
antropometrik ölçülerin belirlenmesi, hem üretim ve pazarlama
işletmeleri açısından hem de bürolarda çalışan kişiler vücut
ölçülerine göre tasarlanmış ve üretilmiş büro mobilyalarını
kullanarak verimliliklerini artırması açısından yararlı olacaktır. Ayrıca, büro mobilyaları
tasarımı ve üretimi yapan işletmelerin seri üretim yapmalarından
dolayı meydana gelebilecek olası hataları en aza indirerek
üretimdeki malzeme kayıplarını da önleyecektir.
Çalışma sonucunda büro mobilyalarının
tasarımı ve üretiminde ergonomi veya ergonomik yaklaşımın önemine
ilişkin elde edilen temel bulgular ve öneriler aşağıda verilmiştir.
— Çalışmada mobilya üretimi ve tasarımı
yapan işletmelerin büyük bir kısmının uluslar arası alanda faaliyet
göstermekte olduğu görülmüştür. Bu işletmelerin, büro mobilyalarını
ihraç ettikleri veya ihraç etmeyi planladıkları ülkedeki pazar
paylarını artırmak için o ülkedeki insanların antropometrik
ölçülerini bilmeleri gerekir.
— Büro mobilyası üreten ve tasarlayan
işletme yöneticilerinin eğitim düzeyleri arttıkça ergonomik
faktörleri dikkate alma düzeylerinin de arttığı görülmüştür. Buna
göre; büro mobilyaları üretimi ve tasarımı yapan işletmelerdeki
tasarımcıların mobilya ve mühendislik eğitiminde ergonomi ve antropometri
konusunda eğitim almaları önem taşımaktadır. Ayrıca, üreticiler için rehber olacak
ulusal antropometrik standartların belirlenmesinde de fayda vardır.
— Ergonomik olarak tasarlanmış büro araç
gereçleri çalışanların bel, sırt, el bileği, disk zedelenmesi gibi
meslek hastalıklarına yakalanmasını önleyecek ve böylece gereksiz
işgücü kayıpları da azalacaktır.
— Büro mobilyası tasarımı ve üretimi
yapan kişi veya kuruluşlar, tasarımda antropometrik ölçüler yanında
denge, oran, uyum (büyüklük ve renk), kalite ve sadelik ilkesi gibi
ürünlerine ilişkin bütün unsurları dikkate alarak tasarım veya
üretim yapmalıdırlar. Büro mobilyası tasarımında ergonomik ilkelere
uyulması yalnızca işyerinin ihtiyaçlarını karşılamayacak aynı
zamanda, işgörenin de kişisel ve sosyal ihtiyaçlarının tatminine
yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, büro mobilyaları tasarımı
ve üretimi yapan işletmeler üretimde maliyet, kalite ve
ekonomik ölçütler yanında insan ölçütünü
de göz önünde bulundurmak zorundadırlar.
KAYNAKÇA
Ankara Üniversitesi Dikimevi Sağlık
Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu Dergisi, Cilt 7,
Sayı 2, 2008
|